23 Mart 2014

Iraz Candaş ve Eren Toydemir ile Permakültüre Giriş Kursu


Aslında hayata giriş kursu desek daha doğru olur bizde hayatını bu yolda dönüştürmüş ve kanıtlarını görüyorken böyle söylemek çok da yanlış olmaz. 

Türkiye Permakültür Araştırma Enstitüsü'nün, İstanbul Permakültür Kolektifi katkıları ile düzenlediği Permakültüre Giriş kursunun hocaları Iraz ve Eren'in Çanakkale bölgesinde permakültürle tasarladıkları bir çiftlikleri var ve çok güzel işler yapıyorlar.

Herkes bu kursa çok bilgili ve ne istediğinin farkında olarak gelmişti hatta katılımcılardan biri, bahçesinin sunumunu yaptı. Şehri dönüştürmek için etrafımızda bu kadar insanın çoğalıyor olması gelecek açısından çok sevindirici.

Dünyanın içinde bulunduğu sorunlar artık devletler ölçeğinden çıkıp topluluk ölçeğine geldi. Bizler onların çözüm adına birşey yapmayacağını biliyoruz o yüzden biz birşeyler yapmalıyız diye düşünüyoruz.


Permakültür ilkeleri ve teknikleri sadece bunu değiştirmek için çok etkili bir yol...


Kurs sırasında eğlenmeyi, gülmeyi ihmal etmedik 

Eren Toydemir, sertifikaları imzalarken

Iraz Candaş güzel yazısı ile hem isimleri yazıyor, hem de sertifikaları imzalıyor
Şehirde, apartmanlarımızda, hatta evlerimizin içinde yapmaya başlamamız gereken en önemli konulardan biri kompost. Bizler de Bokashi Kompostunu ve solucan kompostunu anlattık. Herkesin yüzünde merak vardı ve bu bizi çok mutlu etti. Çünkü şehirlerde dönüşüme buradan başlansa, çok şey değişir.

Seda Ergazi,  solucan kompostunu anlatırken 
Iraz, Avustralya Permakültür Araştırma Enstitüde'ki stajındaki projelerinden biri olan tavuk traktörünü ve nasıl yapıldığını bizlerle paylaştı çiftlik ölçeğinde kesinlikle uygulanması gereken bir yöntem ve çok da başarılı.

Iraz Tavuk Traktörünü anlatırken


Görünmez Yapılar; Kent ve Topluluk Stratejileri, o nedir derseniz Permakültür platformunu biraz karıştırabilirsiniz fakat şu kadarını söyleyelim topluluğunuz olmadan hiçbir proje olmaz...


Ve Sertifika Töreni...



Halka Sanat Projesinden arkadaşımız Cansu Attal da artık bir permakültürcü!



Permakültüre Giriş Kursu Hatırası 

10 Mart 2014

Açık Radyo'da, ''Bir'' Programında, Melda Keskin'in Konuğu Olduk

Açık Radyo'da ''Bir '' programında Melda Keskin'in konuğu olduk ve çok keyif aldık.
Dileriz sizler de seversiniz.

9 Mart 2014

2. Pratik Ev Permakültürü Kursu'nu Tamamladık

Türkiye Permakültür Araştırma Enstitüsü'nün, İstanbul Permakültür Kolektifi'nin katkılarıyla düzenlediği, Pratik Ev Permakültürü Kursunun (PEP) 2.sini tamamladık.

Bu fikir nereden doğmuş? 

Bilinçli tüketim yapabilmemiz için ne tükettiğimizi bilmeliyiz! diyor bu kursu önce hayal edip sonra gerçeğe dönüştüren, aynı zamanda eğitmenliğini yapan Senem Tüfekçioğlu. 

Çünkü ''Satın aldığımız her ürünle birlikte bir oy hakkı kullanıyoruz!''
   
Temel ihtiyaçlarımızı karşılarken doğaya ve insanlara zarar vermemeyi nasıl başaracağız peki?
 
Başlayacağımız nokta çok basit kendimiz ve ''Permakültür'' de sıfır noktası olan ''Evimiz''....



Senem Tüfekçioğlu, kurs boyunca hem permakültüre dair, hem de evimizde bunu nasıl uygulayacağımıza dair inanılmaz ilham verici bilgiler paylaştı bizimle.

Marketten alınan ürünlerin etiketlerinin  içine baktık, dünyada neler oluyor ve biz bunun neresindeyiz konusuna değindik ve evimizde dışarıya bağımlı olmadan neleri üretebileceğimize...

Ama bunları yaparken her zaman topluluğun gücü arkamızda olmalı demeyi de unutmadık.


Seda Ergazi ve Senem Tüfekçioğlu
Katılımcılar Halka Sanat Projesinden İpek Çankaya'nın yaptığı lezzetli yemekleri yerken 


Senem'in Sandığı 
Şu an geldiğimiz noktaya nasıl geldiysek bir yerden başlayıp bunu tersine çevirmemiz gerekiyor.

Değişim bir anda değil , yavaş yavaş gelir.

DON'T PANIC! ORGANISE!
PANİKLEME! ORGANİZE OL!


Sertifika Töreni 


Permakültürdeki gibi sertifikaların da renklerinde da çeşitlilik var!


Günsonu Pozu
İlham ve bu güzel eğitim için Senem Tüfekçioğlu'na,
Bize her zaman destek olan Halka Sanat projesine teşekkürler.

1 Mart 2014

Denizler ve Balıklar

Özlem Lesport ile birlikte ''Denizler ve Balıklar'' dedik...

Önce çok güzel hikayeler dinledik. Hem Türkçe, hem de İngilizce...

Ardından balıklarla ilgili posterler, fotoğraflar inceledik. Hangi balık nerede yaşar, hangi şartlarda yaşar, onları öğrendik. Bilgilerimizi tazeledik.

Sonra büyük bir heyecanla beklediğimiz an geldi ve kendi denizimizi, içinde hayal ettiğimiz tüm canlıları ile birlikte oluşturmaya başladık.

İlk kocaman dalga Özlem'den geldi ve herkes fırçasını seçti. Kimi büyük, kimi küçük, kimi ise kocaman bir fırçanın sahibi oldu.
 
 Ve hayalimizdeki deniz şekillenmeye başladı.

Kimimiz deniz dibindeki hayatı resme dökmeye başlamıştık, kimimiz ise denizin derin maviliklerini tamamlamaya çalışıyorduk. Tam bu sırada zihnimiz kadar, karnımızın da doyma zamanı geldiğini öğrendik.

Halka Sanat Projesi'nden Hande abla bize havuç, elma ve mandalinadan oluşan nefis bir meyve suyu, Cansu abla da şekersiz harika kekler hazırlamıştı. Yanında ayrıca bizlere sunulan kuruyemişler nefisti!
 
Aldığımız enerji ve heyecanla denizimizin başına döndük. Balıklarımızı ayrı kağıtlara çizdik. Kimimiz balina çizerken, kimimiz balon balığının peşindeydik, orkinoslar, küçük kara balıklar, yengeçler...

 Kim neyi hayal ettiyse, denizimizde o vardı.

Ve işte hayal ettiğimiz denizimiz...
 
En sonunda da kutlama zamanı! Hepimizin, hepinizin ellerine emeklerine sağlık!